Menü |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Eserin Özeti
Kiralık Konak,Yaban’ın popülerliği bir yana bırakılırsa gerek içeriği,gerek kişilerin işlenişi,gerekse kurgusu bakımından Yakup Kadri’nin romanları arasında önemli yer tutar.Türk romanının köşe taşlarından oluşu değerini günümüzde de koruması konu edindiği gerçekliğin değişik boyutlarda da olsa sürmesinden gelir. Türk toplumunun tarihsel gelişim sürecinde ilk belirtileri onsekizinci görülen ve Tazimatla somutlaşan batılılaşma olgusuna bağlayabileceğimiz bir gerçekliktir.Bu Kiralık Konakla Yakup Kadri,altyapısından üstyapısına bir değişim sürecine giren Türkiye’de bu sürecin sonucu olan bir sorunsalı getirir gündeme.Zaman dilimi olarak da bu sorunsalın belirgin biçimde yaşadığı ikinci Meşrutiyet dönemini seçer. Kiralık Konak bu açıdan bakılınca yapısal bir çözülüşün,toplumun bütün kesimlerine, hayata yansıyan bir çöküntünün romanıdır. Gerçekten Naim Efendi’nin dramı, kimi zaman benliğine dek sarsılsa sonunda kendi içine kapanmayı seçse de toplumun gelişimine ayak uyduramayışından ya da değişmeye karşı direnmesinden gelmez .Tersine, torunlarına duyduğu sevgi onu her şeye boyun eğmeye, bütün ayrılıkları kabullenmeye götürür. Konağıyla birlikte parça parça dökülmeye, yok olmaya yazgılı bir sınıfın bireyidir o. İşlevi bitmiştir. Yapabileceği tek şey kendini zamanın akışına bırakmak eskiyle yeni, alaturkalıkla alafrangalık arsında, için için birinciden kafası ve yüreğiyle ikinciden yana tükenip gidecektir. Arkamızda bıraktığımız mazinin son feryadı ve önümüzde hissettiğimiz uçurumun ilk ürpertisi olarak. Toplumsal yaşantının alt üst olduğu bir dönemi kuşaklar arası çatışmayı odak alarak anlatır Yakup Kadri Batıya öykünme ve bu öykünmenin yarattığı topluma yabancılaşma olgusu, dünya görüşünün, buna bağlı olarak da yaşama biçiminin,
değişmesi, insanlar arası ilişkilerdeki yozlaşma romanın çatısını oluşturur. Roman kişileri de bu çatı içinde ve sınıfsal konumlarıyla yansıtılır.
Burada Yakup Kadri’nin, değişimi biri ötekinin içinden çıkan ev birbirine bağlı, birbirini izleyen aşamaların oluşturduğu bir süreç olarak toplumsal fonu ustalıkla çizdiğini söylemek gerekir. Nitekim romanın baş kişilerinden Naim Efendi’nin tanıtımı hemen bu satırların ardından gelir. Onu öteki kişiler izler. Denilebilir ki Yakup Kadri romanını karşıtlar üzerine kurmuş, olayların ve kişilerin geliştirilmesinde çatışma olgusundan yararlanmıştır. Temeldeki çatışma eski-yeni ,Doğu-Batı kavramlarıyla açıklanabilir kuşkusuz. Belli bir sınıfın yaşama biçimindeki değişme, aileyi dağıtıp eskinin simgesi konağı kiraya çıkarttırırken seçeneği olan apartman dairesini getirir. Naim Efendi’nin simgelediği sınıf çökerken de savaş koşullarını değerlendiren iş adamlarının oluşturduğu yeni bir sınıf türeyecektir. Naim Efendilerin kalıntıları, Hakkı Celislerin cesetler üzerinde… Bütün değerleri, kutsal bilinen ilkelerin, insanlar arası ilişkileri maddeye dönüştürerek, metalaştırarak… Yakup Kadri’nin, anlattığı toplumsal çözülüşü yeni bir oluşumun geçiş evresi olarak aldığını, görünürdeki yozlaşmanın toplum yapısına ilişkin görünmeyen nedenlerini kavradığını söyleyemeyiz. Eleştirinin ötesine geçemeyişi, olumsuzlamadan kurtulamayışı da buna bağlanabilir. Ama yansıttığı toplumsal gerçekliğin doğruluğu da yatsınamaz. İşte Kiralık Konak’ı önemli kılan bu
niteliği, gerçekliğe, bağlıdır. Araştırmacılarca örnekleriyle kanıtlandığı gibi Seniha tipinin Madam Bovary’den alınmış olması da değerini eskitmez. Nereden, nasıl esinlenilmiş olunursa olusun, önemli olan Türk toplumunun tarihsel gelişiminde yaşanan, bugün de etkilerini sürdüren bir gerçekliğin yansıtılmasıdır
2.Eserin Kahramanlar
NAİM EFENDİ:Romanın baş kahramanıdır.Kışın konaklarda yazın yalılarda oturan kişilerden olan Naim Efendi diğer yalı ve konak sahiplerine benzemez.Diğer yalı ve konak sahiplerine göre ne çok hesapsız, ne çok zengindi. Babasından kalan serveti büyük bir ihtimamla koruyarak ona hiçbir şey eklemedi.istese ilave edebilirdi,çünkü senelerce devletin yüksek mevkilerinde bulunmuştu. Naim Efendiyi huysuz ve insanlardan kaçan zannedenler yanılıyordu.Aksine Naim Efendi,eğlenceli meclisleri ve misafire ziyaretleri pek seven bir kişiliğe sahiptir.
SENİHA:Naim Efendi’nin torunudur batıya fazla düşkündür.bütün insanları alaycı bir tavırla karşılar ve alaycı bir kişiliğe sahiptir.Her istediği yapılmasına rağmen hayatından sıkılır ve devamlı Avrupaya kaçmak ister.Frenklerin asır sonu diye niteledikleri, geçmiş ve şimdiyle bağlarını kopararak geleceğin akımlarına bağlanan Seniha, içi de dışı gibi durmaksızın değişen, okuduğu yabancı dergilerde, tiyatro oyunlarında, romanlarda tanıdığı tipleri hayata geçirmeye uğraşan genç bir kızdır.
FAİK BEY: Avrupa’nın birçok kentini dolaşmış, o hayatı tanımaktan da öte yaşamış bir geçtir. Küçük yaşından beri Avrupa’da bulunduğu için bir frek zarafeti ve mahareti edinmişti, Batılı bir salon adamının bütün gösterişlerini özümsemiş, varlığına sindirmiştir. Onunla karşılaştırıldığında beceriksiz, çiğ, züppece davranışlarıyla bayağılaşan yaşıtları arasında kolayca sivriliverir bu nedenle. Ayrıca yorgun ve aynı zamanda hummalı bakışıyla da kadınların gözdesidir. Biraz kumara düşkündür.
SERVET BEY: Naim Efendi’nin damadıdır. 45 yaşında bir züppeden başka bir şey değildir. Alafranga hayat n..... sabahtan akşama kadar bin türlü garabet yapan bu adam, Büyük Hanım’ın vefatından sonra konağı kendi zevk ve heveslerine göre döşemiştir.
NEFİSE HANIM: Naim Efendi’nin haremidir. Romanın başlangıcında ölmüştür. Nefise Hanım ölümünden önce konağın idaresinin tek sahibidir. Nefise Hanım zamanında konağın bütün işleri yolunda giderdi.
CEMİL: Naim Efendi’nin torunudur. Henüz 20 yaşında olmasına rağmen bir çok tiryakilikleri vardır.
HAKKI CELİS: Seniha’nın halazadesidir. Şiire çok düşkündür. Daha 17 yaşında olmasına rağmen bir çok şiiri dergi ve gazetelerde yayınlanmıştır.
MADAM KRONSKİ: Nefise Hanım öldükten sonra babaları Servet Bey tarafından çocuklara dadılık yapmak için tutulmuştur.
SELMA HANIM: Naim Efendi’nin kız kardeşidir. Naim Efendi genelde önemli konularda onun bilgisine ve tecrübesine başvururdu.
SEKİNE HANIM : Naim Efendi’nin kızıdır. Sekine Hanım hiç bir yönden annesine benzemiyordu. Tıpkı babası gibi çekingen, içinden titiz, tembel bir kadındı.
3. Zaman
Meşrutiyet ve Tanzimat sonrası yazılmıştır.
4. Mekan
İstanbul da bir konak çevresinde gelişen olayları anlatmaktadır.
crazy by 90
|
|
|
|
|
|
|
20 Temmuz 2008'den beri 23371 ziyaretçi burdaydı!
.....EĞLENCE AMAÇLI KİŞİSEL WEB SİTE..... :::::Copyright:crazy by 90:::::
|
|
|
|
|
|
|
|